SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’Ş-ŞİRKET

<< 1103 >>

باب: الشركة في الطعام والنهد والعروض.

1.    YEMEKTE, NEVALEDE VE TİCARET MALLARINDA ORTAKLIK

2.     

وكيف قسمة ما يكال ويوزن، مجازفة أو قبضة، لما لم ير المسلمون في النهد بأسا، أن يأكل هذا بعضا وهذا بعضا، وكذلك مجازفة الذهب والفضة، والقران في التمر.

Hacim ölçüsüyle veya tartılarak ölçülen şeylerin paylaşımı nasılolur? Kabla mı; yoksa avuç avuç mu? Müslümanlar yolcuların nevalelerini belli bir ölçüyü esas almaksızın paylaşmalarında bir sakınca görmemişlerdir. Altın ve gümüşün tahmini değişimi ve hurmayı ikişer ikişer yemek de böyledir.

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن وهب بن كيسان، عن جابر بن عبد الله رضي الله عنهما أنه قال: بعث رسول الله صلى الله عليه وسلم بعثا قبل الساحل، فأمر عليهم أبا عبيدة بن الجراح، وهم ثلاثمائة وأنا فيهم، فخرجنا حتى إذا كنا ببعض الطريق فني الزاد، فأمر أبو عبيدة بأزواد ذلك الجيش فجمع ذلك كله، فكان مزودي تمر، فكان يقوتنا كل يوم قليلا حتى فني، فلم يكن يصيبنا إلا تمرة تمرة، فقلت: وما تغني تمرة؟ فقال: لقد وجدنا فقدها حين فنيت، قال: ثم انتهينا إلى البحر، فإذا حوت مثل الظرب، فأكل منه ذلك الجيش ثماني عشرة ليلة، ثم أمر أبو عبيدة بضلعين من أضلاعه فنصبا، ثم أمر براحلة فرحلت، ثم مرت تحتهما فلم تصبهما.

 

[-2483-] Cabir İbn Abdullah'tan rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem sahil tarafına bir birlik gönderdi. Başlarına da Ebu Ubeyde bin  Cerrah'ı komutan tayin etti. Üç yüz kişilerdi ve ben de onların arasında bulunuyordum. Yola çıktık. Yolda bir süre ilerledikten sonra azığımız bitti. Bunun üzerine Ebu Ubeyde, orduda bulunan bütün azıkların getirilmesini emretti ve azıklar toplandı ve iki kap dolusu kuru hurma oldu. Ebu Ubeyde bize ondan azar azar veriyordu. Derken o da tükendi. Artık kişi başına sadece bir hurma almaya başlamıştık. Ben "bir hurma neye yeter ki" dedim. Hurmalar tamamen tükenince çok zorluk çektik. Bir süre sonra sahile vardık. Sahilde dağ gibi bir balina ile karşılaştık. Ordu o balinadan tam on sekiz gün yedi. Sonra Ebu Ubeyde'nin emri üzerine balinanın iki kemiği havaya dikildi, deve semerlendi ve kemiklerin altından geçti ve kemiklere değmedi.

 

Tekrar: 2983, 4360, 4361, 4362, 5493, 5494

 

 

AÇIKLAMA:     Balinanın kemiklerinin havaya dikilip devenin altından değmeden geçmesi balinanın büyüklÜğünü gösterir. Kemiklerini bunu gözleriyle görmek için dikmişlerdir. Bazı rivayetlerde ordudaki en uzun boylu adamın da deve üzerine oturtulduğu belirtilir, bk. Müslim, Sayd, 4.

 

حدثنا بشر بن مرحوم: حدثنا حاتم بن إسماعيل، عن يزيد بن أبي عبيد، عن سلمة رضي الله عنه قال: خفت أزواد القوم وأملقوا، فأتوا النبي صلى الله عليه وسلم في نحر إبلهم فأذن لهم، فلقيهم عمر فأخبروه فقال: ما بقاؤكم بعد إبلكم، فدخل على النبي صلى الله عليه وسلم فقال: يا رسول الله، ما بقاؤهم بعد إبلهم؟ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (ناد في الناس، فيأتون بفضل أزوادهم). فبسط لذلك نطع وجعلوه على النطع، فقام رسول الله صلى الله عليه وسلم فدعا وبرك عليه، ثم دعاهم بأوعيتهم، فاحتثى الناس حتى فرغوا، ثم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (أشهد أن لا إله إلا الله، وأني رسول الله).

 

[-2484-] Seleme r.a.'den rivayet edilmiştir: Topluluğun azığı azaldı ve muhtaç duruma düştüler. Nebi'e Sallallahu Aleyhi ve Sellem gelerek develerini kesmek için ondan izin istediler. Hz. Nebi de onlara izin verdi. Sonra Ömer'le karşılaştılar ve durumu ona haber verdiler. "Develerinizi kestikten sonra nasıl hayatta kalacaksınız" dedi ve Hz. Nebi'in yanına giderek "Ey Allah'ın Resulül Develerini kestikten sonra nasıl hayatta kalacaklar" dedi.

 

Bunun üzerine Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "İnsanlara seslen, yanlarında fazla olan azıklarını getirsinler" buyurdu.

 

Bunun için yere bir sergi serildi ve azıkları onun üzerine koydular. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalkıp dua etti ve yiyecekleri bereketlendi. Sonra insanların kaplarını getirmeleri istedi ve kaplarına avuç avuç yiyecek koydu. Bu, yiyecek almadık kimse kalmayıncaya kadar devam etti.

 

Sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve ben onun elçisiyim" buyurdu.

 

 

حدثنا محمد بن يوسف: حدثنا الأوزاعي: حدثنا أبو النجاشي قال: سمعت رافع بن خديج رضي الله عنه قال: كنا نصلي مع النبي صلى الله عليه وسلم العصر، فننحر جزورا، فتقسم عشر قسم، فنأكل لحما نضيجا قبل أن تغرب الشمس.

 

[-2485-] Rafi' İbn Hadic r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'le birlikte ikindi namazını kılardık. Sonra bir deve keserdik. On pay'a bölünürdü ve güneş batmadan önce pişmiş et yerdik.